Prof.Dr. Fatih Satıl ile “Fetih1453DoğaYürüyüşü” projesini konuştuk.

Hocam bize kendinizi ve çalışmalarınız tanıtır mısınız?
1992 Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunuyum. Akademik hayatım 1993’te asistan olarak girdiğim Balıkesir üniversitesinde başladı ve halen bu üniversitede devam etmekteyim. Bitki bilimciyim, özellikle Bitki Anatomisi, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler ve Etnobotanik konusunda çalışmalarım var. Aynı zamanda, Kazdağlarının floristik zenginliği üzerinde yoğun çalışmalarım bulunmaktadır.

Türkiye bulunduğu Coğrafyada bitki zenginliği konusunda ne söylenebilir.
Türkiye; 3 kıtanın kesişme noktasında olması, farklı iklim tiplerinin görünmesi, topografik yapısı, 3 tarafının denizlerle kaplı olması ve farklı özelliklerde ekosistemlere sahip olması nedeniyle zengin bir floristik yapıya sahiptir.
Türkiye’de 10 bin civarı bitki çeşidi bulunmaktadır. Bu bitki türlerinin %33’ü endemiktir. Yaklaşık 3.500 endemik bitki vardır.
Avrupa kıtasında ise 12 bin bitki türü, 2750 endemik bitki bulunmaktadır. Bize en yakın arazi yapısına sahip olan Yunanistan da bile bu rakam çok düşüktür.

Endemizm, Endemik nedir?
Endemizm, bulunduğu bölgenin ekolojik şartları yüzünden yalnızca belirli bölgede yaşayan/yetişen, dünyanın başka yerinde yaşama/yetişme ihtimali olmayan, yöreye özgü hayvan/bitki türüdür. Latince endemos kelimesinden gelir ve “yerli” anlamında kullanılmaktadır.

Sizin Kazdağı biyolojik çeşitliliği konusunda birçok çalışmalarınız olduğunu medyada okuyoruz, görüyoruz. Kazdağında ne zamandır çalışıyorsunuz?
Kazdağlarında çalışmaya ilk asistanlık yıllarımda başladım. Sanırım 1995 yılları. O yıllarda danışman hocam Prof. Dr. Orhan. A. Sekendiz’in yürütücülüğünde Kazdağı Göknarı konusunda bir projede görev almıştım. O gündür bu gündür Kazdağı ile olan bağım kopmadan devam ediyor.

 Kazdağı Milli Parkının Önemli Kaynak Değerleri nelerdir?
Biyolojik çeşitlilik [Flora (bitki örtüsü) ve fauna], orman ve su ekosistemleri, jeomorfolojik ve jeolojik yapı
Ülkemizdeki 140 önemli bitki alanlarından birisi olan Kaz Dağı olağan üstü bir bitki örtüsü ile dikkati çekmektedir.

Kazdağı florası hakkında bilgi verir misiniz?
Bölgede yapılan çalışmalardan anladığımız kadarıyla Kazdağlarında yaklaşık 800 bitki çeşidi yayılış göstermektedir. Ayrıntılı yapılacak çalışmalarla bu bitki çeşit sayısı daha da artacaktır. Kazdağında 80 civarı endemik bitki kaydı bulunmaktadır. Bu seksen endemik türün 30 tanesi ise dünyada sadece Kazdağlarında yayılış gösteren oldukça dar yayılışlı özel bitkilerdir. Matthiola trojana, Digitalis trojani, Heracleum platytaenium, Abies nordmanniana subsp. equi-trojana, Astragalus idae bunlardan bazılarıdır.

Kazdağında ayrıca, Türkiye’den başka bir yerde bulunmayıp yalnız Yunanistan ve diğer Balkan ülkelerinde sınırlı bir yayılış gösteren 31 nadir bitki türü yer alır.

Tüm bu nedenlerden dolayı, Kazdağı sadece Türkiye’nin değil, Balkanların ve tüm Avrupa kıtasının en önemli bitki alanlarından birisi olarak tescillenmiştir.

Kazdağında meşhur bir endemik ağaç var: Kazdağı göknarı. Siz bu ağaç için sosyal medyada ve çeşitli platformlarda gördüğüm kadarıyla “İstanbul’un Fethinde Rol Oynayan Ağaç” tabiri kullanıyorsunuz. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?
Evet aslında Kazdağı Göknarı’nın bizim Osmanlı tarihinde çok önemli bir yeri vardır. Fatih Sultan Mehmet’in gemileri Haliç’e indirirken kullandığı kızakların da Kazdağı Göknarı’ndan yapıldığı rivayet edilir: Sultan II. Mehmet İstanbul’un fethinde gemileri Haliç’e indirmek için bir plan yapmaktadır. Ancak Sultan’ın, gemileri Haliç’e indirmek için kullanılacak kızaklar için hangi ağacın uygun olacağı ve nereden, nasıl temin edeceği ile ilgili olarak tereddütleri vardır. Bu iş için âlimlerini toplar ve istişare eder. Sonuçta en uygun ağacın Göknar olduğuna ve ulaşım stratejisi açısından da kerestenin temin edileceği yer için en uygun bölgenin Kazdağları olacağına karar verilir. Ancak bir sorun daha vardır! Bu kızakları kim yapacaktır? Yani bu iş için kereste ustalarına ihtiyaç vardır. Bu amaçla kereste işinde uzmanlıkları ile nam yapmış olan Toroslardaki Tahtacı Türkmenleri de Fatih’in fermanı ile Kazdağlarına yerleştirilerek bu vazife ile görevlendirilirler. Sonuçta Kazdağı Göknarı’ndan yapılan kızaklar sayesinde gemiler Haliç’e indirilir ve İstanbul feth olunur.

Görüleceği gibi Kazdağı göknarının ve Tahtacı Türkmenlerinin İstanbul’un fethinde çok önemli bir rolü olmuştur.

Hocam patenti size ait olan “Fetih1453DoğaYürüyüşü” projenizden biraz bahseder misiniz?

Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesaplarımda “Balıkesir’in Kıymetini Bilemediği Ağaç” başlığı ile bir paylaşım yapmıştım. Kamuoyundan yoğun bir destek geldi. Dünyada sadece Kazdağı’nda 1000 metrenin üzerinde sınırlı bir alanda yayılış gösteren Endemik Kazdağı Göknarları kırk metreye kadar boylanabilen ve yaz kış yeşil kalan, güzel dekoratif bir görüntüye sahip zarif bir ağaçlardır.

Birçok Avrupa ülkesinde tek bir endemik tür için turistik turlar düzenliyor ama Balıkesir’de 100’ün üzerinde endemik zenginliğimiz var, kıymetini bildiğimiz yok. Hele ki endemik Kazdağı Göknarı gibi hem mitolojik hem tarihi hem de biyolojik önemi olan bu ağacı neden markalaştıramıyoruz ve neden Ekoturizm çerçevesinde değerlendiremiyoruz?

Aslında Balıkesir’in İstanbul’un fethi ve Fatih Sultan Mehmet ile ilgili birçok ortak noktası var. Bir defa Fatih Sultan Mehmet’in kayınpederi Zagnos Paşa’nın yaptırdığı cami ve ona ait olan türbe Balıkesir’dedir. İkincisi Fetihte gemilerin Haliç’e indirilmesinde kullanılan keresteler Kazdağından gönderilmiştir. Ve bu işi Kazdağındaki Tahtacı Türkmenleri yapmıştır.

Ben de bu amaçla İstanbul’un fethi anısına 29 Mayıs tarihinde sembolik te olsa hem o günü kutlamak hem de endemik Kazdağı göknarı için farkındalık oluşturmak adına “Fetih1453DoğaYürüyüşü” projesini düşündüm.

Bu amaçla her yıl 29 Mayıs sabahı Karesi ve Zagnospaşa Türbeler ziyaret edilip oradan Kazdağına hareket edilerek endemik Kazdağı göknar sahasına doğru bir doğa yürüyüşü planlanabilir. Kazdağı göknarının gölgesi altında da katılımcılara, ağacın biyolojik, mitolojik ve tarihi açıdan önemli ve hikayesi anlatılabilir.

Umarım yetkililer bu çağrımı duyar. Hem Balıkesir Ekoturizmi ve Botanik turizmine katkı hem de Balıkesir’in biyolojik çeşitliliğine farkındalık oluşturmuş oluruz.

 

 

 

 

Kadağındaki endemik türler tehlike altında mıdır?

Kaz Dağlarındaki endemik ve nadir bitkilerin birçoğu IUCN (Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakların Korumas Birliği)’e göre tehlike altındır. Bu türler daha çok milli parklar sınırları içinde yer almaktadır. Ve özellikle de zirve bölümünde bulunurlar.

 

Kazdağının Biyolojik Çeşitliliğin Tehdit Eden Faktörler Nelerdir?

Bu tehditleri; konut yapımı, kaçak otlatma, kaçak kesimler, yangınlar ve tarla açma vb. faaliyetler, yoğun ziyaretçi baskısı, bitki toplama ya da avcılık, termik santralden bölgeye rüzgarla gelen kirleticiler, maden arama ve çıkarma faaliyetleri olarak sıralayabiliriz.

 

Kazdağındaki bu biyoçeşitliliği koruma adına neler yapılabilir.

Önemli türlerin bulunduğu alanlarda zonlama çalışmalarına ihtiyaç vardır. Alanda, mutlak koruma zonu, tempon zon ve geçiş zonu şeklinde bir ayırıa gidilmelidir.

Arazideki bütün biyoçeşitlilik verileri bilgisayar ortamına aktarılmalı (GIS gibi) sürekli güncellenmelidir.

Korumaya alınan ormanların kullanıcısı olan halkın bu kullanım kaybından doğan sıkıntılarını azaltmak amacıyla, alternatif gelir kaynakları araştırılmalıdır. Örneğin milli park çevresinde uygulamaya konulan “Alan klavuzluğu” gibi. Yöre halkının veya ilgili grupların katılım ve desteği; bu alanların korunmasında ve sürdürülebilir kullanımında çok büyük önem taşımaktadır.

Bu alanlardaki çalışmaları izlemek, eşgüdüm sağlamak ve yönlendirmek üzere, ilgili uzmanların katılacağı bir birim oluşturulmalıdır. Bu birimde; ilgili akademisyenler, alan yöneticileri ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri bulunmalıdır.

 

Kazdağının Şifalı Bitkileri konusunda da ekip olarak bir kitap çalışmanızın olduğunu duyduk. Bu konuda bilgi alabilir miyiz.

 

Kaz Dağı tıbbi ve ekonomik önemi olan kekik, ada çayı vb bitkiler açısından da oldukça zengindir. Kazdağı ve çevresinde TÜBİTAK ve TÜBA tarafından destekli yaptığımız Etnobotanik projelerde bölgede 300’ün üzerinde bitkinin yöre halkı tarafından farklı amaçlarla kullanıldığını tespit ettik. Örneğin bölgede halk tarafından kekik olarak adlandırılan ve kullanılan 11 çeşit bitki türü vardır.

Tabi bu zenginliğin popüler düzeyde tanıtımına ihtiyaç var. Bu nedenle Prof. Dr. Gülendam Tümen ve Prof. Dr. Selami Selvi’nin de yer aldığı çalışma ekibimizle Kazdağı Şifalı Bitkileri kitabı çalışmamız tamamlanmak üzere. Bu kitabımızda bölgedeki 100 civarı tıbbi bitkinin tanıtımı, şifası, kullanımı ve yan etkileri yer alacak. Bu kitap bölgede önemli bir eksikliği ve bilgi kirliliğini de giderecektir. Özellikle çalışma ekibimizde Gülendam hocamın eczacı kökenli olması, Selami hocamızın Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin kullanımı konusunda uzman olması ve benim de Kazdağı etnobotaniği üzerindeki çalışmalarım ile bilimsel olduğu kadar popüler düzeyde halka yönelik bir kitap ortaya çıkacaktır. Çünkü piyasada botanik uzmanı ya da tıbbi bitki uzmanı olmayan inanların çıkarttığı birçok kitap bulunmakta. Burada hatalı bilgiler dikkati çeker boyutta. O nedenle okuyucuların her kitaba güvenmemesini tavsiye etmiyorum. Bu arada basıma hazır hale gelen bu kitabımız için tabi ki sponsora ihtiyacımız var. Buradan bunu da duyurmak istiyorum.

Pin It on Pinterest